Cuma, Ekim 19, 2007

KUYUMCU USTASI

İngiltere Kraliçesine dev bir inci hediye edilmiş.Kraliçe taca takılmayacak
kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş.
Ancak İngiltere'de ki bütün kuyumcular "Kusura bakmayın, dünyada tek olan bu

inciyi delerken kırıp sebebi olmak istemeyiz." gerekçesi ile inciyi kırmaya yanaşmamışlar.

İnci Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi de aynı gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmıyorlarmış.

Neden sonra bir deniz subayı İstanbul'da kapalıçarşı'da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların olduğunu söylemiş. Bir heyet hazırlanmış doğruca Sultanın yanına. Sultan bir tercüman vermiş heyetin yanına ve Kapalıçarşı'ya göndermiş.

Tercüman, çarşıda köhne bir dükkana sokmuş heyeti.

İçeride ak saçlı ustaya durum anlatılmış.

Ne çareki usta diğer meslektaşlarının söylediğinin aynısını söyleyince..

Heyet hep birlikte sızlanmaya başlanmış."Kraliçe bizi mahvedecek." diye.

Usta heyetin çaresizliğine acımış.

"Bakın efendiler, demiş.Sorumluluk kabul etmem ama bende bir çırak var, belki bu işi o yapabilir.

Ama diyorum ya sorumluluk kabul etmem." Heyettekiler çaresiz,"olur" demiş.

Usta seslenmiş: -Oğlum Veli,hele bir bak hele...

Arka taraftaki perde aralanmış.Elinde bir matkapla 12-13 yaşında bir çocuk çıkmış.

Usta: -Oğlum, demiş, hele şu inciyi bir del.

Bu sözü duyan Veli hiç düşünmeden elindeki matkabı inciye daldırmış.

İnci tam ortasından delinmiş. Heyet sevinç içinde ustaya dönmüşler:

-Ya usta bu nasıl iş, dünyanın en ünlü kuyumcularını yapamadığı bu işi bu

çocuk nasıl yapar?

Usta bir heyete bakmış, bir de Veli'ye ve soruyu cevaplamış:


-O haddini bilmez.

Hiç yorum yok: